Gardaş
Gardaş
“Nerden Bulaştırdın Beni Ali…” Yaz Murat, yaz… Meğer içimde ne çok şey birikmiş. Ne doluymuşum, neler varmış yazılması gereken… Ne güzel günlük oldu bu yazılar. Yazmak iyi geliyor insana, değil mi?
Hadi bakalım, bugün size abimi anlatacağım. 20 yaşında kanser olup melek olan kardeşim… Evet, hayat geçici. Gerçek, fanilikte gizli, bunu biliyorum. Ve biliyorum ki Allah’ım onu çok sevdi, yanına aldı. Kalbim hissediyor; o şimdi çok mutlu.
Ama… Hüzünlenmemek elde değil. Çünkü ölüm acımasız. Soğuk. Sessiz.
Ne zaman “Kıvırcık Ali – Gardaşım” çalsa… Ben benden gidiyorum. Yazılarım değil bugün, şarkı sözleri anlatsın içimi:
“Bu nasıl aşk, nasıl sevda, ah gardaş Canımızı dost yoluna adadık Bu nasıl aşk, nasıl sevda, ah gardaş…”
“Halbuki biz hiç kimseye kıymadık Telef olduk, ömrümüze doymadık Üstümüze yağan taşı saymadık Lan bu nasıl dert, nasıl yara, ah gardaş…”

Gardaş deyince
Gardaş Kardeşim… Gönlümde hep genç, hep gülümseyen haliyle duruyorsun. Ve her gardaş satırda, her melodide, yine seninle konuşuyorum… gardaşıma selam olsun
1 yorum